#eigengrauröportajlar

Röportaj:

Seda Karakaya

 

#eigengrauröportajlar

Snack ile grafiti ve sokak kültürü hakkında konuşmak üzere buluştuk.

 

“Her grafiti sokak sanatıdır ama her sokak sanatı grafiti değildir.”

 

Grafiti yapmaya nasıl başladın?

 

 

 

2014’ün sonu 2015’in başında hali hazırda rap dinlerken “Bu kültür neymiş ya? Buna bir bakayım, hip hop kültürü…” dediğim sırada graffiti ile karşılaştım. İnsanların geceleri sokağa çıkıp, bir yerlere bir şeyler yazması beni çok etkilemişti.

 

 

 

Tag bir nevi imza gibi bir şey de oluyor. “Ben buradayım!” ya da “Buradaydım!” demenin bir şekli bir yerde. Peki sen üslubunu nasıl oluşturdun?

Eskiden instagram, sosyal medya devrinden önce her şehrin kendine ait bir graffiti stili olurdu. Ve böylece bir kent stili oluşurdu. Bir grafiticinin stilini gördüğümde onunla anlaşıp anlaşamayacağımı görebiliyorum. Koyduğu serifler çıkıntılar, uzantılar bunlar hep insanın bence karakterinden yansıyan şeyler.

 

Grafiti yapan insanlar nasıl bir kültür yaşıyorlar ve nasıl bir kültür üretiyorlar sence?

 

Bir insanın graffiti yapması için rap dinlemesine gerek yok. Ben sokakta saatlerce yürüyüp tüm Ankara’yı turlayıp tag atmayı, bombing yapmayı seviyorum.

 

 

Peki, sence mural ve grafiti arasındaki fark ne?

Mural duvar resmi. Mural Fransızca “Mure” dan geliyor. “Mure” duvar demek. Aslında baktığında graffiti de mural. Her graffiti bir sokak sanatıdır. Ama her sokak sanatı graffiti değildir. Graffiti dediğimiz şey tipografik kompozisyondur yani harflerle yapılır. Ama mural daha çok günümüzdeki tabiri ile duvara çizilen figürler, karakterler.

 

Grafiti galeri mekânı içerisinde yer alabilir mi ve sen bununla yer almayı tercih eder misin?

Bence graffiti bir galeri mekanının içinde yer alabilir ama almamalıdır. Çünkü graffitinin zaten salt olayı tüm şehrin duvarlarını galeriye çevirmektir. Mesela örnek verelim sokakta kâğıt toplayan bir çocuğun galeriye girecek parayı denkleştirmek aklının ucundan bile geçmez. Ama sokakta o graffitiyi gördüğünde aslında sanatla bir exchange’e girer. Grafiti getto mahallelerden çıkmıştır.

“Grafiti getto mahallelerden çıkmıştır.”

 

Grafiti bir yerde mekâna iz bırakarak bir bellek de üretiyor. Ancak uzun süre korunamıyor. Bu süreçlerden biraz bahsedebilir misin?

 

Tabi, bunun farklı sebepleri var. Buna “bufflanmak” deniyor aslında graffiti jargonunda. Eğer özel bir mülke yapıyorsan o graffitiyi tamamıyla o mülkün sahibi ile alakalı bir şey. O, onun orda kalmasını istiyor mu istemiyor mu? Veya belediye o grafitinin orda kalmasını istiyor mu istemiyor mu? Biz graffiticiler olarak bunu takmıyoruz. Boyandıktan sonra tekrar boyuyoruz orayı. Bu aslında belediye veya mülk sahibi ile bir battle’a da girmek oluyor. Kim daha önce pes edecek. Ama bizim zaten tek işimiz duvar boyamak olduğun için genelde onlar pes ediyor.

 

Tarihi sayılacak eser niteliğinde binaları da boyar mısın ya da boyuyor musunuz, bunu tercih eder misin?

 

Boyayanlar var tabii ki dünyada ama bu insanların etik ve ahlaki yönden gelişmediğini düşünüyorum. Asla boyamam. Yanımda boyanmışlığı da vardır. O insanlarla da bir daha görüşmedim.

 

Belediyeden ve özel mülk sahiplerinden bahsettin ama grafiticiler arasında mesela birbirinin eserini kapatma gibi bir durum olmuyor mu?

Kesinlikle oluyor. Buna da “crosslamak” deniyor. “Crosslamak” yaptığın bir graffitinin üzerine senden izin almadan, üzerini boyaması… Senin ismini kapatıp kendi ismini yazması oraya. Bunu tüm hip hopın elementlerine entegre edebiliriz.

 

Peki bu durum Berlin’de nasıl?

Berlin graffiti konusunda çok ağır mazisi olan bir şehir olduğu için illaki var. Hala var tabi ki de crosslar ama ben hiç görmedim yani 20 yıldır graffiti yapan iki kişinin birbirini crossladığını.

 

Grafiti yapılacak yeri neye göre seçiyorsun ve şimdiye kadar yaptığın ilginç yerlerden biraz bahsedebilir misin?

 

Genelde Avrupa’da her şehrin belediye tarafından verilmiş bir legal graffiti kampüsü olur. Örneğin Lüksemburg’da itfaiye merkezinin duvarları legal graffiti alanıdır. Oraya giderek kimseye sormadan istediğin her şeyi çizebilirsin. Mural da çizebilirsin. İlla graffiti çizmek zorunda değilsin. Farklı boyadığım yerlere gelecek olursak da hayatta yaşadığım en ilginç deneyim metro boyamaktı. Fazla adrenalin salgıladım o gün. Zordu. Sürekli sağa sola bakıyordum orda bir tane şey vardı metrolar için trafik lambası. Onu sürekli mesela şey olarak görüyordum, güvenlik.

 

Sana göre grafiti nerde başladı? Dünya çapında graffiti konusunda öncü diyebileceğimiz ülkeler var mı?

Bana göre graffiti 1960’ların sonunda 70’lerin başında, New York’ta “TAKI183” diye kendini lakaplandıran, adı sanırım Dimitri olan bir postacıdan başladı. TAKI183 süper kahramanlaştı New York’ta ve herkes kendine yeni lakaplar bulup duvarlara yazmaya başladı 60’ların sonunda 70’lerin başında. 80’lere, 90’lara gelindiğinde işler durdurulamaz bir hale geldi. Tabi ki de New York’tan hemen tüm Amerika’ya sıçradı. Tüm metrolar, aklınıza gelebilecek her yer, tuvaletler, mürekkeple doluydu. Buradan sonra da aslında Avrupa’ya sıçrıyor; Berlin’e, Fransa’ya.

 

Farklı ülkelerde, farklı kentlerde de grafiti yapmış biri olarak, kentin ve kültürün değişimi senin için neleri değiştiriyor çalışırken?

 

Her şehirde grafitinin evrimi farklı gerçekleştiği için her şehrin kendi algoritması var aslında. Mesela Ankara’da sadece 15 tane graffitici var. Bu şehirdeki hiyerarşi çok farklı. Ama Berlin’e gittiğimizde herkesin bir tagi var. O şehirdeki hiyerarşi bambaşka. Ya da İspanya’ya gittiğimizde oradaki de bambaşka.

 

Sokak dışında bu kültürü takip etmek istesek ne tür mecralarda karşılaşabiliriz ve grafitinin diğer sanat dalları gibi teknoloji ile birleşme ihtimali var mı?

 

Aslında her sanat dalı gibi teknoloji de graffitiyi kolaylaştırıyor. Çünkü ilk başladığında evet sprey boya ile yapılıyordu ama şu an graffiticilere daha fonksiyonel bir graffiti yapma deneyimi sunan sprey boyalarla yapıyoruz. Bunun dışında dronela graffiti yapan birisini gördüm mesela geçen. Dronea sprey bağlamış. Droneu kontrol ede ede çok güzel bir duvar resmi yapıyordu. Bunun yanı sıra şuna da örnek verebiliriz. Duvara bir graffiti yapmadan önce sketchlerimi ipadden yapıyorum. 

 

Peki ipaddeki sketchlerini ilerde NFT olarak satmayı düşünüyor musun?

 

Yaptığım graffitileri satmayı asla düşünmüyorum. Bugüne kadar graffitiden 1 kuruş para kazanmadım. Çok fırsatım oldu ama her seferinde reddettim. Ama ipadden başka sanat alanlarında yaptığım şeyleri satabilirim tabi ki de.

 

Ne gibi mesela?

İllüstrasyonlar, başka ne olabilir? Albüm kapağı yapıyorum sanatçılara. Onları satıyorum ama orda bir graffiti yapmadığım için vicdanım rahat oluyor bunu yaparken.

 

Daha fazlası için;